2 Ağustos 2011 Salı

Yoksullar ve Çingeneler Giremez!


“Yağmur yağsa, sağnak olsun isterim

Dere köpük köpük aksın, toprak

Nefes alıp göğe baksın



Rüzgar çıksa, ağaçlar ıslıklansın isterim

Kanatları ışıklanıp, kırlangıçlar

Sürüsüne sürü katsın



Yola çıksam, dağlar taşlar sese gelsin isterim

Sürüp gitsin beni yamaçların şarkısı, ömrüm

Bir ucundan bir ucuna yeryüzü tütsün



Aşka düşsem, bağrım orman dilim ırmak olsun isterim

Dallar dalgalarla buluşsun, rüzgârında

Yârim uyusun

                                                 

                         

 Taşta bile taşmak isterim

Aşmak durgunluğu, nefesim

Köklenip çiçek açsın"



( TAŞKIN ŞİİR – Nihat Behram )


Başka yerlerde var mı bilmiyorum. Akdeniz'in denize kıyısı olan pek çok ilçenin ve beldenin girişinde  ' Hurdacı ve Seyyar Satıcı Giremez.'  yazılı tabelalar var.

Bu yazıyı size  ben tercüme edeyim : ' Çingeneler ve Yoksullar  giremez.'

 Yoksullara ilişkin ne çok yazdığımı bilirsiniz.

 Vakti zamanında,  etkili ve yetkili kel ve şişman bir muktedir: ' Ben zenginleri severim. ' demişti.

 Bu sözü de  tercüme edeyim : ' Yoksulların canı cehenneme.'

 Elbette yoksulların canı cehenneme!

Çünkü onlar;  kokarlar, ayaklarını yıkamazlar, aynı gömleği ve aynı pantolonu günlerce giyerler… Çalışmazlar, başkalarının sırtından geçinirler, sürekli yakınırlar…
Kentlerin görüntüsünü bozarlar, turistlere bizi 'madara' ederler.

 Ne diyeyim : Etkili ve yetkili muktedirler ile o tabelaları asan yerel muktedirler , asıl sizin canınız cehenneme!

 Hiç yoksul evlerine konuk olmadınız mı? 

Kendileri yiyecek bulmakta zorlandıkları  halde,  size yemek vermediler mi? Size, bir şeyler yedirmek için pervane olmadılar mı?

Kendi tutunamamışlıklarına nispet yapar gibi , size sürekli dua etmediler mi? Sırtınıza yastık vermediler mi, taa sokağın köşesine kadar  sizi  uğurlamadılar mı? …

 Bunları bilmiyorsanız ,    kalkın yoksul bir semte gidin,   yoksul bir eve konuk olun.

 Ne diyeyim : İnsanlık görün!

 Yoksullara ilişkin çok yazdım da Çingenelere ilişkin  hiç yazmadım bugüne kadar.

 Elbette Çingenelerin de canı cehenneme!

Çünkü onlar esmerdirler. Ülkemizin 'beyaz' ten rengini bozarlar. Çalışmazlar, çalarlar, kavga ederler, yıkanmazlar, çöpleri karıştırırlar...

 Kentlerin görüntüsünü bozarlar, turistlere bizi 'madara' ederler.

 Ey muktedirler!

Çingene semtlerine hiç gittiniz mi?

Kapkara sevimli kızları,  sümüklü oğlanları sevdiniz mi?  Komşu oğluna göz süzen, dans eden ,  güzelim esmer kızları gördünüz mü?

Evlerinin önüne kurdukları çilingir sofralarında, bütün dışlanmışlıklarına, bütün yoksulluklarına inat,  demlenen babaları gördünüz mü?  Emekçi Çingene kadınları gördünüz mü?

 Siz hiç Çingene düğünü gördünüz mü ,  darbukaları, kemanları, cümbüşleri… dinlediniz mi?

 Süslenen at arabalarına, faytonlara bindiniz mi? Rengarenk giysileriyle güzel , esmer Çingene kızların çaresizlikleri , acıları, yoksulluğu… bir yana bırakıp  nasıl göbek attıklarına, hayatı nasıl güzelleştirdiklerine tanık oldunuz mu?

 Bir kez daha diyeyim : Etkili ve yetkili muktedirler ile o tabelaları asan yerel muktedirler ,  asıl sizin canınız cehenneme!

 Bilin ki Çingeneler,  yeryüzünün en soylu insan neslidirler…

 Verili olan tüm değerlere ; ' dine, ahlaka, hukuka, töreye, devlete…' karşı çıktıklarından dağılmışlardır yeryüzüne.

Gittikleri her yere kuralsızlıklarını, sevinçlerini, neşelerini, şarkılarını, oyunlarını… da götürmüşlerdir. Gittikleri her yerden biraz etkilenmişler, biraz da gittikleri yerleri etkilemişlerdir.

 Bu yüzdendir ki Çingenelere Artvin'de Poşa, Diyarbakır'da Mıtrıp, Elazığ'da Gurbet, Sulukule'de Roman… denmiştir.

 Etkili ve yetkili muktedirler ile o tabelaları asan yerel muktedirler , siz sokmayın yoksulları ve  Çingeneleri beldenize , ilçenize…  Aman  aman, huzurunuz kaçmasın, göz estetiğiniz bozulmasın(!)


Ancak,  yine de siz bilin ki çok dilli, çok kimlikli, çok inançlı, yoksul bu ülkenin güzelliğini bilen bizlerin kapısı yoksullara da Çingene kardeşlerimize ardına kadar açık.

 Başımızın üzerinde yerleri var.

 Hem gelirken bize; insanlık erdemi ve onuru; kır çiçeği ve  şarkı getirirler.

 Bu yazı için son söz:

Bir kez daha, asıl sizin canınız cehenneme!    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder